Hakkı Ne Demek TDK? Biraz Mizah, Biraz Dil, Biraz da Hakkaniyet!
Hakkı! Bu kelimeyi hayatımızda o kadar çok duyuyoruz ki, bir noktada tam olarak ne anlama geldiğini unutuyor olabiliriz. “Hakkını alacak!” dediğimizde ne demek istiyoruz? “Hakkı var mı ki?” dediğimizde gerçekten hakkı ne anlama geliyor? Hadi gelin, Türk Dil Kurumu’ndan (TDK) edindiğimiz anlamı, erkeklerin çözüm odaklı bakış açısı ve kadınların empatik yaklaşımıyla birleştirerek biraz mizahi bir şekilde ele alalım!
Hakkı Nedir? TDK Ne Diyor?
Türk Dil Kurumu’na (TDK) göre “hakkı”, bir kimsenin sahip olduğu, yasal ya da etik olarak sahip olması gereken şeydir. Yani bir tür adaletin temeli, bir kimsenin sahip olduğu bir şeyin ona ait olması, “hak” ifadesinin bizzat kendisidir. TDK’daki anlamı, bir hak kavramına dayanır: hak ettiğimiz, karşılığını bulmamız gereken, adaletin gereği olarak bize ait olan şey. Kulağa ciddi geliyor, değil mi?
Ama işin içine biraz mizah katarsak, hakkı demek, “Ben buradayım, en önce hakkımı alırım!” demek gibi de düşünülebilir. Hele bir de “Hakkımda konuşma!” deyip kendinizi biraz kraliyet ailesinin üyeleri gibi hissettiğinizde, işte bu tamamen “hakkı” anlama biçimiyle ilgilidir.
Erkekler Hakkı Almak İçin Stratejik Hareket Eder
Erkeklerin, “hakkım” dedikleri zaman nasıl bir strateji izlediğini bir düşünün. Hakkını almak isteyen bir erkek, genellikle olaya çözüm odaklı yaklaşır. Örneğin, işyerinde terfi almak isteyen bir adam, hemen bir plan yapar. “Hangi pozisyonu daha hızlı kapabilirim? Patronu nasıl ikna ederim?” gibi sorularla işe başlar. Erkeklerin “hakkı” genellikle somut bir sonuçla, mesela zamla ya da terfiyle ilgilidir.
Erkekler için hakkı almak demek, genellikle bir hedefe ulaşmak demektir. Stratejilerini belirler, planlar yapar ve nihayetinde hak ettiği yere gelirler (ya da gelmeye çalışırlar). Bu, hakkı almak için ciddi bir savaş gibidir. Adalet mi? O da ne? Hakkım, bir yolda ilerlerken önümdeki engelleri nasıl aşarım, diye düşünülür. Bu tamamen çözüm odaklı bir yaklaşım, değil mi?
Kadınlar Hakkı Konusunda Daha Empatik Bir Yaklaşım Benimser
Kadınlar ise hakkı almak meselesine biraz daha empatik bir bakış açısıyla yaklaşır. Eğer bir kadına “Hakkını alacaksın!” derseniz, o, “İyi ama, karşındaki ne hissediyor?” diye sormaya başlar. Kadınlar, hakkı alırken, diğer insanların da duygularını göz önünde bulundururlar. “Hakkımı almak istiyorum, ama bu şekilde almak doğru mu? Karşımdaki insan ne hisseder?” Kadınların bakış açısında, hakkı almak demek sadece kendinin kazanması değil, etrafındaki herkesin duygusal olarak rahat olması anlamına gelir.
Mesela, bir kadının evdeki adalet anlayışını düşünelim. Eğer her zaman bütün evi toplayan kişi bir kadındaysa ve bir gün “Hakkımı almak istiyorum!” diyorsa, bu genellikle sadece “toplamak” değil, “yapılan işlerin paylaşılması” demektir. Kadınlar, hakkı alırken işin içinde empati ve ilişki dengelemeyi de unutmamaya çalışırlar. Bir kadının “hakkı” deyince aklına gelen ilk şey, hem kendini hem de etrafındaki insanları mutlu edebilecek adaletli bir çözüm olabilir.
Hakkı ve Adaletin Mizahi Boyutu
Hakkı meselesi, zaman zaman en komik hallere bürünebilir. Örneğin, evde kimin daha fazla hak ettiğini tartışırken, hepimiz birbirimize “Hakkını almadın mı?” diye takılabiliriz. Ama ne zaman “Hakkını almak” konusu gündeme gelse, işler biraz ciddileşir. Kimseye haksızlık yapılmaz! Ancak, bu ciddi durumu biraz eğlenceli hale getirebiliriz. Çünkü bazen “hakkı” almak, basit bir kelimenin ötesinde, başkalarının sınırlarını zorlayan ve gülümseten bir mecra haline gelir.
Hatta bazen o kadar fazla hakkı almak isteyebiliriz ki, kendi hakkımızı alırken başkalarına da hakkını vermek zorunda kaldığımızı fark ederiz. Herkesin hakkı olduğu bir dünyada, kimse kendini dışlanmış hissetmemeli!
Tartışma Zamanı! Hakkınızı Alıyor musunuz?
Şimdi, bir soruyla sonlandıralım: “Hakkınızı almak için stratejik mi hareket ediyorsunuz yoksa başkalarını da düşünerek daha empatik bir yaklaşım mı benimseyorsunuz?” Yorumlarınızı bekliyoruz! Kim bilir, belki bir gün hepimiz hakkımızı aldığımızda, dünyada daha çok gülümseme olur. Hadi, tartışmaya başlayalım!