İçeriğe geç

Hayal kurmak… Çoğu zaman “gerçekçi

Hayal kurmak… Çoğu zaman “gerçekçi ol” diye uyarılar almışsınızdır, değil mi? Ama unutmayın, hepimiz zaman zaman hayal kurmayı severiz. Hem de bazen gerçek dünyadan kaçmak için, bazen de gerçekten ilham almak için. Şimdi, hayal kurmanın ne kadar “iyi” olduğunu sorgularken, bir kadın ve bir erkeğin bakış açılarını mizahi bir şekilde inceleyeceğiz. Hazırsanız, hayalleriyle geliyorum!

Erkekler hayal kurduğunda, çoğunlukla hemen harekete geçmeyi isterler. Sadece “olması” değil, “nasıl olacağı” da önemlidir. Mesela bir erkek hayal kurarken, “Bir gün Mars’a gidip orada tatil yapacağım,” der ve aklında hemen bir “iş planı” oluşturur. Kendi roketini tasarlamak, uzay ajansı kurmak, NASA ile anlaşma yapmak… Her şey net ve stratejik olmalıdır. “Evet, bir yol haritam var!” derken, ona bu kadar net bir vizyonu veren sadece hayal gücü değil, aynı zamanda o “nasıl başarırım” sorusuna duyduğu takıntılı bağlılık da olabilir.

Kadınlar da hayal kurar, ama işte orada fark başlar. Bir kadının hayal kurarken, “Mars’a gideyim, sonra da uzayda deniz kenarında güneşleneyim,” dediğini duysanız, başta küçük bir kararsızlık olabilir ama sonrasında şöyle bir bakar: “Ama orada deniz var mı? O zaman başka bir gezegen bulmam gerekecek.” Kadınların hayalleri genellikle empatik bir temele dayanır. Her şey ilişkilidir. Eğer Mars’a gidiyorlarsa, orada kimlerle tanışacaklar, hangi yeni gezegenler keşfedecekler? Bu hayalleri bazen içsel bir keşfe dönüşür, “acaba orada nasıl bir hayat olabilir?” sorusuyla.

Bir kadının hayal dünyasına adım attığınızda, orada çok daha derin bir ilişki ağı vardır. Örneğin, “Bir gün dünyayı gezip, her kıtada bir gönül bırakacağım,” dediğinde, kadının zihninde sadece seyahat değil, oradaki insanlarla bağ kurma, onların hikayelerini dinleme, onlara bir şeyler verme fikri vardır. Yani bu hayalin derinliğinde, hayal ettiği yerlerde kuracağı ilişkiler vardır. Bir kadının hayalinde, her köyde bir dost, her şehirde bir anı vardır.

Kadınlar için hayal kurarken, genellikle başkalarını içeren bir bağ kurma vardır. Bir adam bir hayal kurarken çözüm peşindeyken, bir kadın hayalini kurduğu şeyin sadece kendisiyle ilgili değil, etrafındaki insanlarla olan bağlarıyla ilgili olmasına dikkat eder. Şimdi, “Peki bu bir çözüm mü?” diye sorabilirsiniz, işte tam burada hayal kurma meselesi o kadar ilginçleşiyor ki: Kadınlar da çözüm peşinde ama o çözümü toplumsal bağlarla harmanlıyorlar.

Bir erkek hayal kurarken, genellikle “Ben ve takımım” der. Takımı kim? Tabii ki daha önce tanımadığı, yalnızca yetenekleriyle hayalindeki hedefi paylaşacak insanlardan oluşan süper bir ekip. O yüzden hayallerde kararsızlık pek yaşanmaz; çünkü “stratejik hayaller”de her şey çözülmüştür. Fakat, bir kadın hayal kurduğunda, “Kimseyi kırmamalıyım, herkesin fikrini almalıyım” diye düşünerek biraz daha yavaş hareket eder. Bu durumda kadınlar hayal ederken, aslında hayallerinin etrafında dolaşan birçok “sosyal sorumluluk” içerir. Hayal kurmak, sadece bir amaç değil, o amaca ulaşırken yanındaki insanları düşünmek de anlam taşır.

Bir kadın hayal kurarken bazen “Beni niye hiç kimse aramadı?” ya da “Şu kişi neden gelmedi?” gibi sorularla boğulabilir. Erkekse çözümü basitçe bulur: “Hayalini kurarken çok dikkatli ol, ama başka kişileri de unutma.”

Hayal kurmak, hepimizin yapması gereken bir şey. Kimisi hayallerinde dünya haritasını çıkarıp stratejik bir şekilde geziler planlarken, kimisi de bu hayallerin içinde daha çok insan, daha çok duygu barındırmak ister. Erkekler için hayaller bir çözüm sürecidir, kadınlar içinse duygusal bir yolculuk.

Peki ya siz? Kendinizi bir erkek gibi mi hayal kurarken buluyorsunuz yoksa kadınsı bir dokunuşla hayallerinizde başkalarını mı düşünüyorsunuz? Yorumlarda paylaşın, kim bilir belki birlikte Mars’a gitmek için bir plan yaparız!

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

mecidiyeköy escort
Sitemap
holiganbetholiganbetcasibomcasibom